CEMAL BEY'İN YERİ
  Gavsım Sultanım
 
click to zoom

     

Biz ümmeti Muhammedin imanını kurtarmak için elimizden geleni yapıyoruz.”

-“-İnsana en lazım olan şey imandır. En mühim olan husus imandır ve insanın en mühim meseleside

sekeratta İmanla gidebilmesidir.insan imanla gittikten sonra ahirette işi kolaydır. Çünkü canabı hakkın

Yüz rahmeti vardır. Dünyaya bir rahmetini, ahirete doksandokuzu saklamış bu dünyadaki rahmetini

Tüm kullarına vermiş mümin fasık kafir hatta onu inkar edenede, ama doksan dokuz rahmetini mümin kullarına saklamıştır. insan Mümin olarak imanla göçerse orada işi çok kolaydır. Takva imanı kurur, ameli salihde onu kuvvetlendirir. Sekerat zordur. Ölüm anı tülbent nasıl böyle keralice tülbent bilgi vezneki dikenlerTemizlenirken( Ölüm anı tülbent nasıl dikenler özerinde alınmak istendiğinde) nasıl onu gerer ona onuDefoma eder. Aynen öylede ruh vücuttan çıkarken insan ızdırap çeker, açı çeker, sıkıntı duyar. Buda Yetmiyormuş gibi şeytan son nefeste ona insana musallat olur. En sevdiğinin kılığında gelir. Vefat etmiş olanlardan, o insana telkinde bulunur. Derki bak seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun. Ben senden önce Gittim orada gördüm orda geçerli din Yahudilik dinidir. Gel sen o dine geç perişan olma. Onu kandırmaya çalışır ikna edemese Hıristiyanlığı teklif eder eğer yinede kandıramasa elinde bir bardak Su sekerattaki o acı çeken insana onu gösterir. O lisanı haliyle ondan bana su ver diye talep ettiğinde’de veririm ama başınla bana bir secde et diye onu imansız götürmeye çalışır.Neuzibillah içte bu Sıkıntılı ve şeytanın musallat olduğu esnada insan kalbinde iman hakikatleri ile ilgili bir nebze şüpheye Düşese, tereddüde düşse,inkara düşse bu hal üzere ölürse imansız gider. Bütün hayatı boşa gider.

Bu tasavvuf, bu sadatı kiram en büyük faydası son nefestedir. Sadatı kiram onların ervahı canabı hakkın izniyle sekareta mevtanın başına gelir. O mekanı şeytan terk eder kaçar ve insan iman üzere ölür. Canabı hakkın huzura varır.”

–“ Kim o Sadatların elini tutarsa, sekiz sartı yaparsa İlahi noterde bunlara, vekalet vermiş oluyor, İlahi noterde o Sadata vekaletname veriyor. Son nefeste ölürken imanla ölme vekaletnamesi, şeytana karsı yardım vekaletnamesı, kabirde sual melekleri gelince yardım vekaletnamesı, mahserde hesap verirken şefaat vekaletnamesı, sırattan gecerken yardım vekaletnamesi. O vekaletnameyle o zaat gelir şeytan kacar, melekler neden geldin dediğinde de Allah (c.c.) onun vekaletı var, Ben kabul ettım ona karısmayın der.O şekilde gerek son nefeste, gerek kabirde, gerek mahserde, gerek sıratta o vekaletnameyle gelirler, ümmeti Muhammede yardım ederler. Şart değil amma bu kadar da faydası var ne dersiniz
buyurmus”

–“BUNLAR BİR SÜRÜDÜR BU SÜRÜNÜN SAHİBİ PEYGAMBERİMİZDİR. BİZDE ACİZANE BU SÜRÜNÜN ÇOBANIYIZ. SÜRÜNÜN HİÇ BİRİNİN ZAYİ OLMAMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPARIZ. YORULURSA SIRTIMIZDA TAŞIRIZ HASTA OLURSA İLAÇ VERİRİZ İYİLEŞTİRİRİZ İLLA ÖLÜCEKSE MUNDAR GİTMESİN DİYE KESERİZ ÇOK ŞÜKÜR BU POSTA OTURDUGUMUZDAN BERİ HİÇ BİRİNİ KURDA KAPTIRMADIK İMANSIZ GÖNDERMEDİK.”


Dilara
Ya Latif Hakkımda hükmünü latif eyle, lütfunu hakkımda hüküm eyle

Tövbe aldıktan sonra tövbenizi bozmayın. Bir insan üç gün kumarbaz ile gezse kumarbaz, sarhoş ile gezse sarhoş olur. Aynı şekilde bir insan üçgün evliya ile gezerse evliya olur. Kendinize dikkat edin, biz de size dua edeceğiz.

Sofinin Nakşibendi olması için en az beş bin vird çekmesi lazım. Ancak vird çektikten sonra Nakşibendi olur.

Nasıl ki, bir işçi o gün işe geldiğini bildirmek için karta basıyor yevmiyesi yazılıyorsa aynı şekilde sofi virdini çektiği zaman karta basmış gibi olur.

Sofi kendisi hatmeye girdi ama virdini çekmediyse yalnızca kendi hatmesinin sevabını alıyor., diğer hatmelerden sevap alamıyor. Eğer virdini çekmişse dünyanın neresinde hatme yapılıyorsa onların hepsinden sevabını alır.

Kalp bir çocuk gibidir, kalbe ne öğretirsen o da onu söyler. Yeni dillenen çocuğa nasıl mama, baba demeyi öğretiyorsan, kalbe de “Allah Allah” demeyi öğretmen gerekir. Onun ağzının olduğunu düşüneceksin ve Allah dediğini düşüneceksin, Allah demeye zorlayacaksın. Çok değil üç ay, beş ay sonra kalbin Allah demeye başlayacaktır. Gayret etmek lazım.

Kalp iki kısımdır: Kalb-i hayvani ve Kalb-i insani. Kalb-i hayvani bir et parçasıdır, bu hayvanlarda da bulunur. Kalb-i insani ise, o et parçasının içinde bir nurdur. Günahlardan dolayı o nur, Arş-ı A’la’da dokuz bin yıllık mesafedeki bir ağaca yapışır. Ancak kalp zikrullahla temizlendikren sonra yerine döner.

Allah’tan başka bir şeyi vird esnasında düşünmek gaflettir. Mürşid, Allah’ın yarattığı (dağ, deniz v.s) hiçbir varlık ve hiçbir şahıs düşünülemez. Sadece Allah Celle Celaluhu düşünülür.

Virdlerinizi sağlam çekin, ara vermeyin. Bir çekip bir çekmemek kalbi tahriş eder. Nasıl ki doktorun verdiği ilacı bir alıp bir almazsanız faydası olmaz bu da öyledir.

Her fırsatta kalbinizi zorlayın. Yatarken, otururken, kahvaltıyı beklerken, dilinizi damağınıza yapıştırın, (ders olarak çektiğiniz virdin haricinde) sayı tutmadan ve dilinizi oynatmadan “Allah” deyin.

Kalbinize Allah dedirtmeye çalışın. Bir müddet sonra kalp zikre geçer. Fakat biz zikrin çokluğunda değiliz. Biz zikrin huşu ve hudusundayız. Zikir huşu ve huduyla çekilmez, gafletle çekilirse nefse bir şey olmaz.

Vird,zikir kalbin kirini pasını temizler. İnsan günah işlemeye başlayınca kalp yara alır. Bu durum odanın içinde yanan bir sobaya benzer. Soba devamlı yana yana boruların içi kurum bağlar, temizlenmezse zamanla boruları tıkar, dumanı geri teper, odanın içindekileri zehirler ve öldürür. Aynen bunun gibi, zikirde kalbin isini (kurumunu) temizler.

Gafletle vird çekmeyin, önce gafletten uyanın. Gafletle değil yirmi sene, yüz sene bile çekseniz hiçbir şey olmaz, fayda bulamazsınız. Tat da alamazsınız. Fakat hakiki vird çeken bir kimse öyle bir lezzet alırki, virdinin bittiğine üzülür.

Hakiki , gerçek rabıta ve zikir zulmeti atar, sofi başka türlü zulmeti atamaz. Gafletsiz zikir çekmek için evvela günlük yaşantınıza dikkat edin. Yediğiniz içtiğiniz şeyler, konuştuğunuz kişiler, namazınız, abdestiniz, alış verişiniz dürüst olması lazımdır.

Virdi zor çekmenin veya çekememenin sebepleri şunlardır:
Haram nazar, günahlar, haram yiyecek, zulmetli gıda, gıybet, televizyon, kötü arkadaş, dünyaya meyil, ehl-i dünya ile ünsiyet, ailevi huzursuzluk, gafil birinin bulunduğu ortamda oturma, yirmidört saat dünya ile meşgul olma. Bunlar varsa ne kadar zikir yapılırsa yapılsın, istenen faydayı sağlamaz.

Zikir çekilmezse kalbe Allah’ın (c.c) nuru gelmez. Ya ne gelir? Şeytanın vesvesesi gelir ve Allah’ı unutturuncaya kadar (vesvese) devam eder.

Virdini bir gün çekmeyen sofi, 90 gün geriye gider. Yani üç ay önceki hali ne ise o hale döner. Bir de ne az ne fazla, verilen sayıda çekmek lazım. İlacı az alırsanız faydası olmaz çok alırsanız zararı olur.

Sofi üç gün zikir çekmezse kalbi hasta olur. Beş- on gün, bir- iki – üç ay, dört ay zikir çekmezse kalbi (iyice) hasta olur ve ölür. Zikir kalbin hakkıdır.

Kur’an okumak gibi ibadetler insana sevap kazandırır; ancak kalbin tedavisi zikirle olur. Lafza-i Cêlal zikri kalbi tedavi eder. “Uykum var, canım istemiyor, yorgunum” diyerek zikir çekmemek olmaz. Zikri devamlı, ara vermeden (her gün) ve yarımda bırakmadan gafletsiz çekmek lazım.

Vusulsüzlük, usulsüzlüktendir.

Sadatların himmeti yanında, okyanuslar bir zerredir.

Gavs-ı Sani Hazretleri (K.S)

http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://yolunsonu.8m.net/images/seyda_15.jpg&imgrefurl=http://yolunsonu.8m.net/photo6.html&h=1137&w=800&sz=79&tbnid=HqI6wmD-UO4VcM:&tbnh=150&tbnw=106&prev=/images%3Fq%3DSEYDA&zoom=1&q=SEYDA&hl=tr&usg=__5yzMiet_2QhBOnfTfR86tEB1MGI=&sa=X&ei=8omITLO6D5C6OP7HzJgO&ved=0CCIQ9QEwAg


DUYANLAR DUYMAYANLARA ANLATSIN

SOFİNİN RÜYASI



Sofinin biri bir rüya görmüstür.Bu rüya öyle bir rüyadir ki
Sultanimiza anlatmak ister ve Menzile gitmeye karar verir.Sofiyi SEYDA
Hazretlerinin huzuruna getirirler.Sultanimiz buyurur:"Basina bir beyaz
örtü örtün rüyayi öyle anlatsin" der.Ve sofi rüyayi anlatmaya baslar:
Rüyasinda mahser kurulmustur.lEfendimiz s,a,v ümmetinin
basindadir.Saginda dört büyük halifeve solunda Abdulbâki HAZRETLERI
yer almaktadir.Bütün sofiler bir aradadir.Ve Iki Cihan Serveri s.a.v.
Abdulbâki hazretlerine dönerek:
"Ya Abdulbâki ümmetmden cömert olanlari topla Hz. Ebûbekre teslim
et"der.Sultanimiz kalabaligin arasindan sofileri teker teker secerek
bu görevi yerine getirir veHz. Ebûbekr Efendimize teslim
eder.Efendimiz s.a.v buyurur:
"Ya Abdulbâki ümmetimden cihadi sevenleri topla Hz. Aliye teslim
et"der.Sultanimz sofilerin arasina girerek tek tek secer ve Hz. Aliye
teslim eder.Efendimiz s.a.v yine buyurur:
"Ya Abdulbâki ümmetimden adâletli olanlari topla Hz. Ömere teslim
et"der.Yine SEYDA Hazretleri secerek sofileri Hz. Ömere teslim
eder.Efendimiz s.a.v tekrar buyurur:
"Ya Abdulbâki ümmetimden Kuran-i Kerim'i cok okumayi sevenleri topla
Hz. Osmana teslim et"der.Ve Sultanimiz secerek sofileri Hz.Osmana
teslim eder.
Abdulbâki Hazretleri aglamaktadir.Bir geriye kalan kalabaliga
bakar,bir de halifelere teslim ettigi sofilere....Geriye kalan teslim
edilenden KAT KAT fazladir. Sultanimiz edebinden iki büklüm olur
Efendimiz Aleyhisselâtüvesselam'a gelerek:
"Ya RasulAllah geriye hep cürük carik sofiler kaldi bunlari ne
yapayim" der.Merhamet timsâli Efendimiz s.a.v. kollarini acarak:
"YA ABDULBÂKI TOPLA HEPSINI BANA GETIR"der.
Rüyayi dinleyen sultanimizin gözleri dolar cünkü sofi aglamaktan
rüyayi zar zor anlatabilmistir ve orda bulunan bütün sofiler de
aglamaya baslar.
Sonra SULTÂNIMIZ söyle der:
"Bu rüyayi duyan sofi duymayan sofilere anlatsin"der.





 
http://baskabahar.wordpress.com/2007/04/02/gavsi-saniden-inciler/

 
  Bugün 1 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol